Tom accused the employee of stealing.
- Tom işçiyi çalmakla suçladı.
I had to make up for three other employees, who were laid off yesterday.
- Dün işten atılan diğer üç işçiyi tazmin etmek zorunda kaldım.
A good workman always takes care of his tools.
- İyi bir işçi her zaman aletleriyle ilgilenir.
These devices are distinguished by particularly high-quality workmanship.
- Bu cihazlar özellikle yüksek kaliteli işçilikle ayırt edilir.
Workers are taking a financial beating in the employment crisis.
- İşçiler iş krizinde mali yenilgi alıyorlar.
Many of the workers died of hunger.
- İşçilerin çoğu açlıktan öldüler.
The laborers formed a human barricade.
- İşçiler bir insan barikatı kurdu.
We saw laborers blasting rocks.
- Kayaları patlatan işçiler gördük.
Many of the workers died of hunger.
- İşçilerin çoğu açlıktan öldüler.
He also needs many workers.
- Onun ayrıca çok sayıda işçiye ihtiyacı var.
Only in the second round the Communist Party told to the working class: Do not vote the right wing.
- Sadece ikinci turda Komünist Partisi, işçi sınıfının söyledi: sağ kanada oy vermeyin.
The Communist Party is the vanguard of the working class.
- Komünist Parti, işçi sınıfının öncüsüdür.
He's a labourer on a riverboat.
- O bir nehir botunda bir işçidir.
He has skill in handwork.
- Onun el işçiliği becerisi vardır.
Tom is a real handyman.
- Tom gerçek bir becerikli işçi.
The workmen were climbing up and down the ladder.
- İşçiler merdivenden yukarı aşağı iniyorlardı.
I got dressed early, but the workmen have not yet arrived.
- Ben erken giyindim ama işçiler henüz gelmedi.
Bu fabrikayı kurabilmemiz için işçi gücüne ihtiyacımız olacak.
In England, Labor Day is in May.
- İngiltere'de işçi bayramı mayıstadır.