Tom opened a cardboard box marked living room stuff.
- Tom üzerinde oturma odası eşyası işaretli bir karton kutuyu açtı.
Don't respond to questions marked with an X.
- X ile işaretli sorulara yanıt vermeyin.
I need three markers.
- Üç tane işaretleyiciye ihtiyacım var.
Tom doesn't understand social cues.
- Tom sosyal işaretleri anlamıyor.
He signaled that I should follow him.
- O, benim onu izlemem gerektiğinin işaretini verdi.
This signal means don't walk.
- Bu işaret yürüme anlamına gelir.
She put a red ribbon on her umbrella as a mark.
- O, şemsiyesine bir işareti olarak kırmızı bir kurdele koydu.
Mark the right answer.
- Doğru cevabı işaretleyin.
I can't see the road signs in this fog.
- Bu siste yol işaretlerini göremiyorum.
Thunder has been explained scientifically, and people no longer believe it is a sign that the gods are angry with them, so thunder, too, is a little less frightening.
- Gök gürültüsü bilimsel olarak açıklanmıştır, ve insanlar onun tanrıların insanlara kızgın olduğunun bir işareti olduğuna artık inanmıyorlar, bu yüzden gök gürültüsü de biraz daha az korkutucudur.
Tom gestured for Mary to go inside.
- Tom Mary'nin içeri girmesi için işaret etti.
Tom gestured for Mary to sit down.
- Tom Mary'nin oturması için işaret etti.
The cursing tongue is an indication of a bad heart.
- Küfürlü dil, kötü bir kalbin işaretidir.
Her slurred speech was an indication that she was drunk.
- Onun geveleyerek konuşması onun sarhoş olduğunun bir işaretiydi.
The old German mail carrier did not want to touch the package marked gift.
- Yaşlı Alman posta taşıyıcı hediye işaretli pakete dokunmak istemedi.
Are there any landmarks?
- Doğal sınır işaretleri var mı?
The teacher is busy marking papers.
- Öğretmen kağıtları işaretlemekle meşgul.
What do these markings mean?
- Bu işaretlemeler ne anlama geliyor?
The patrolman motioned me to pull over.
- Kenara çekilmem için polis bana işaret etti.
I motioned for her to sit down.
- Onun oturması için ona işaret ettim.
The advent of the euro is the beacon for the new millennium.
- Euronun gelişi yeni binyılın işaretidir.
He grabbed the butterfly with his thumb and index finger.
- O, başparmak ve işaret parmağıyla kelebeği yakaladı.
His index finger is smaller than his ring finger.
- Onun işaret parmağı, yüzük parmağından daha küçüktür.
A nod is a sign of agreement.
- Bir baş sallama bir onay işaretidir.
Tom signaled Mary with a nod.
- Tom başını sallayarak Mary'ye işaret etti