hesitant, unwilling, disinclined, averse

listen to the pronunciation of hesitant, unwilling, disinclined, averse
Английский Язык - Турецкий язык

Определение hesitant, unwilling, disinclined, averse в Английский Язык Турецкий язык словарь

reluctant
gönülsüz

O onu kabul etmeye gönülsüzdü. - He was reluctant to admit it.

Bunu gönülsüzce yapma. - Do not do it reluctantly.

reluctant
{s} isteksiz

Çok uzun bir tatil birini tekrar işe başlamak için isteksiz yapar. - Too long a holiday makes one reluctant to start work again.

George o zor işi almaya isteksizdir. - George is reluctant to take on that difficult job.

reluctant
{s} ağırdan alan
reluctant
gönülsüzlükle
reluctant
rızasızlık
reluctant
gönülsüzlük
reluctant
tereddütlü
reluctant
istenmeden yapılan
reluctant
istemeyiş
reluctant
zorla yapılan
Английский Язык - Английский Язык
{s} reluctant