Adam boğulan kadına yardımcı olmak için daldı.
 - The man dived to the drowning woman's aid.
Mikroplar sadece bir mikroskop yardımıyla görülebilir.
 - Germs can only be seen with the aid of a microscope.
Sağlık çalışanları ihtiyacı olan insanlara yardım eder.
 - Health workers aid people in need.
Onlar derhal bize yardım etmeye geldiler.
 - They came to our aid at once.
Gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelere yardım etmeliler.
 - Advanced countries must give aid to developing countries.
Sevgili bir arkadaşım tarafından desteklendim.
 - I was aided by a dear friend.
Onu kendi işinde destekledik.
 - We aided him in his business.
Bu yeni ilaç, tedavine yardımcı olabilir.
 - This new medicine may aid your recovery.
Esperanto yabancı dil öğretimi için bir yardımcıdır.
 - Esperanto is an aid for teaching foreign languages.
Aids'li insanlara yardım etmek amacıyla para toplamak için şarkıcılar birlikte şarkı söylediler.
 - The singers sang together in order to raise money to help people with AIDS.