Çocuğun Keman çaldığını duyduk.
- We heard the boy playing the violin.
Birinin bağırdığını duyduk.
- We heard somebody shout.
Tom duyulmak için bağırmak zorunda kaldı.
- Tom had to shout to be heard.
Herkes tarafından duyulmak için yeterince yüksek sesle konuştum.
- I spoke in a voice loud enough to be heard by everyone.