hayatta kalma

listen to the pronunciation of hayatta kalma
Турецкий язык - Английский Язык
{i} survival

Food is essential for survival. - Yiyecek hayatta kalmak için gereklidir.

This is not a vacation, it's a survival course! - Bu, tatil değil hayatta kalma kursu!

surviving

What are my chances of surviving? - Benim hayatta kalma şansım nedir?

If Tom hadn't helped Mary, she wouldn't have stood a chance of surviving. - Eğer Tom Mary'ye yardım etmeseydi, onun hayatta kalma şansı olmayacaktı.

staying alive
hayatta kalmak
{f} live
hayatta kalmak
survive

Tom understands what it takes to survive. - Tom hayatta kalmak için ne gerektiğini anlıyor.

We did what we had to to survive. - Hayatta kalmak için yapmak zorunda olduğumuz şeyi yaptık.

hayatta kal
survive

It's a miracle that you were able to survive. - Hayatta kalabilmen bir mucize.

The desire to survive and the fear of death are artistic sentiments. - Hayatta kalma arzusu ve ölüm korkusu artistik duygulardır.

hayatta kal
{f} surviving

If Tom hadn't helped Mary, she wouldn't have stood a chance of surviving. - Eğer Tom Mary'ye yardım etmeseydi, onun hayatta kalma şansı olmayacaktı.

The surviving refugees longed for freedom. - Hayatta kalan mültecilerin özgürlük gözünde tütüyor.

hayatta kalmak
exist
hayatta kalmak
living through

She was living through her daughter.

hayatta kalmak
remain alive
hayatta kalmak
keep alive
hayatta kalmak
to survive

Tom understands what it takes to survive. - Tom hayatta kalmak için ne gerektiğini anlıyor.

We did what we had to to survive. - Hayatta kalmak için yapmak zorunda olduğumuz şeyi yaptık.