hatırla

listen to the pronunciation of hatırla
Турецкий язык - Английский Язык
bear in mind
{f} remembered

Tom remembered the rabbits he used to raise. - Tom yetiştirdiği tavşanları hatırladı.

I remembered everybody. - Ben herkesi hatırladım.

occur to
{f} recall

I can't recall her name at the moment. - Şu anda ismini hatırlayamıyorum.

Ken couldn't recall that man's name. - Ken o adamın adını hatırlayamadı.

{f} remembering

Tom admitted that he always has trouble remembering names. - Tom isimleri hatırlamada her zaman sorun yaşadığını itiraf etti.

He's not good at remembering names. - O, isimleri hatırlamada iyi değildir.

remember

I can remember the warmth of her hands. - Onun ellerinin sıcaklığını hatırlayabiliyorum.

She may not remember me, but I do remember her. - O beni hatırlamayabilir ama ben onu hatırlarım.

recollect

I have no recollection of seeing the man. - Adamı gördüğümü hatırlamıyorum.

Tom has no recollection of how he got his black eye. - Tom, gözünü kimin morarttığını hatırlamıyor.

hatırlamak
recall
hatırlamak
remember

I always have trouble remembering names. - İsimleri hatırlamakta hep zorlanırım.

It's easy to remember. - Bunu hatırlamak kolay.

hatırlamak
{f} recollect
hatırlamak
to remember, to recollect, to recall, to think of sth
hatırlamak
occur to
beni hatırla
remember me
hatırlamak
think back on
hatırlamak
bring to mind
hatırlamak
bear in mind
hatırlamak
come to mind
hatırlamak
reminisce about
hatırlamak
call to mind
hatırlamak
look back
hatırlamak
think of
hatırlamak
recast
hatırlamak
coming back
hatırlamak
recall to
hatırlamak
think
hatırlamak
to recall
hatırlamak
recapture
hatırlamak
recur
hatırlamak
to remember, recall, recollect
hatırlamak
call up
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение hatırla в Турецкий язык Турецкий язык словарь

Hatırlamak
çıkarmak
Hatırlamak
bulmak
Hatırlamak
anımsamak
Hatırlamak
tahattur etmek
Hatırlamak
(Osmanlı Dönemi) TAHATTUR
hatırlamak
Bilinip unutulan bir şeyi akla getirmek, anımsamak
hatırlamak
Bilinip unutulan bir şeyi akla getirmek, anımsamak: "Ben daha ona sual sormadan her şeyi hatırlamıştım."- S. F. Abasıyanık