Tom'un şimdiye kadar antika arabasını satmayı düşündüğünden şüpheliyim.
 - I doubt that Tom would ever consider selling his antique car.
Yeni politikayı benimsemek, bu şirketin şimdiye kadar yaptığı en iyi şeydi.
 - Adopting the new policy was the best thing this company ever did.
Gelmiş geçmiş en iyi grup olmak nasıl bir duygu?
 - How does it feel to be the best band ever?
O gelmiş geçmiş en cesur askerdir.
 - He is the bravest soldier that ever lived.
Herhangi bir zamanda Japonya'ya gelirsen, beni görmeye gel.
 - If you are ever in Japan, come and see me.
Herhangi bir zamanda şehre gelirseniz, beni görmeye gelin.
 - If you ever come to town, come to see me.
Eğer her kullanıcı Tatoeba'ya günde yirmi ilave yaparsa, Noel'e kadar bir milyon cümleye ulaşmak mümkün olabilir.
 - If every user added twenty a day to Tatoeba, it might be possible to reach one million sentences by Christmas.
Eğer doğum sancıları insanların dediği kadar acı verseydi, herkesin sadece bir çocuğu olurdu.
 - If labor pains would hurt so much as people say, everyone would only have one child!
Hiç Kanada'ya gittin mi?
 - Have you ever been to Canada?
Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır.
 - Everyone, without any discrimination, has the right to equal pay for equal work.
Ne zaman bir kütüphane görsem; gönlümden hep gidip içindeki her şeyi okuyana kadar orada kalmak geçer.
 - I never see a library without wishing I had time to go there and stay till I had read everything in it.
Dün oraya öğrencilerin hepsi gitmedi.
 - Not every student went there yesterday.