Babanın kız kardeşine hala denir.
 - Babanın bacısına hala denir.
She was named Elizabeth after her aunt.
 - Elizabeth'e halasının adı verildi.
My aunt has three children.
 - Halamın üç çocuğu var.
The event is still fresh in our memory.
 - Olay anımızda hâlâ tazedir.
Hello? Are you still here?
 - Merhaba? Hâlâ burada mısın?
Yet Japan is still not sufficiently understood by other countries, and the Japanese, likewise, find foreigners difficult to understand.
 - Ancak Japonya hâlâ diğer ülkeler tarafından yeterince anlaşılamamıştır, ve Japonlar, aynı şekilde, yabancıları anlamayı zor bulmuştur.
As far as I know, she has not yet married.
 - Bildiğim kadarıyla, o hâlâ bekâr.