gizler

listen to the pronunciation of gizler
Турецкий язык - Английский Язык

Определение gizler в Турецкий язык Английский Язык словарь

giz
mystery

Has anybody solved this mystery? - Bu gizemi çözen biri oldu mu?

He had no difficulty explaining the mystery. - O, gizemi açıklamada zorluk çekmedi.

giz
riddle

Russia is a riddle wrapped in a mystery inside an enigma. - Rusya, bir muammanın içindeki gizemle sarılmış bir bilmece.

gizle
hide

She tried to hide her mistake from us. - O, hatasını bizden gizlemeye çalıştı.

He couldn't think where to hide it. - Onu nereye gizleyeceğini düşünemedi.

gizle
blot out
gizle
secrete
gizle
{f} secreting
gizle
{f} hidden

The cat lay hidden in the bushes. - Kedi çalıların içinde gizlenmiş yatıyordu.

The sun was hidden in the moon's shadow. - Güneş ayın gölgesine gizlenmişti.

gizle
conceal

Mrs Cockburn concealed her name lest the knowledge of her sex and youth should produce a prejudice against her work. - Gençlik ve cinsiyetiyle ilgili bilgi işine karşı bir ön yargıya sebep olmasın diye Bayan Cockburn adını gizledi.

We can normally conceal our thoughts from others. - Biz normalde düşüncelerimizi başkalarından gizleyebiliriz.

gizle
{f} disguise

He disguised himself as a salesman and visited her house. - Bir satıcı olarak kimliğini gizledi ve onun evini ziyaret etti.

He makes no disguise of his feelings. - O hislerini gizlemez.

gizle
gloss over
giz
hidden
giz
secret

The Japanese Dentists Association affair is an incident concerning secret donations from the Japanese Dentists Association to Diet members belonging to the LDP. - Japon Diş Hekimleri Birliği sorunu Japon Diş Hekimleri Birliğinden LDP ye ait olan Diyet üyelerine yapılan gizli bağışlarla ilgili bir olaydır.

I didn't mean to keep it secret. - Bunu gizli tutmak niyetinde değildim.

giz
gaff
gizle
concealing

Tom has done a pretty good job concealing his dissatisfaction. - Tom memnuniyetsizliğini gizleyen oldukça iyi bir iş yaptı.

Tom isn't very good at concealing the way he really feels. - Tom gerçekten hissettiği şekli gizlemede çok iyi değildir.

gizle
concealed

Tom concealed his anger from Mary. - Tom öfkesini Mary'den gizledi.

She concealed the fact that she used to be a salesgirl. - O, bir tezgahtar olduğu gerçeğini gizlemişti.

gizle
disguised

The thief disguised himself as an old lady. - Hırsız yaşlı bir kadın olarak kendini gizledi.

Tom disguised himself as a priest. - Tom bir rahip olarak kendini gizledi.

Турецкий язык - Турецкий язык

Определение gizler в Турецкий язык Турецкий язык словарь

giz
Bayrak sereni
giz
Kıç direkteki kısa seren
giz
Sır: "O gün çözer gibi olmuştu Kütahya çinilerindeki dipdiri renklerin gizini."- N. Cumalı
giz
Yelkenli gemilerde, mizana direği denilen kıç direkte eğik duran bayrak
giz
Yelkenli gemilerde kıç direkte eğik duran bayrak sereni
giz
Sır
giz
Yelken gemilerinde mizana direği denilen kıç direkte eğik duran bayrak sereni