Tom hayaletlerin var olduğuna inanmıyor.
- Tom doesn't believe that ghosts exist.
Gerçekten hayaletlere inanır mısınız?
- Do you really believe in ghosts?
Tıpkı gerçek hortlaklar olduğu gibi gerçek aşk vardır; her insan onun hakkında konuşur, çok az sayıda insan onu görmüştür.
- There is real love just as there are real ghosts; every person speaks of it, few persons have seen it.
Bugünlerde hiç kimse hortlaklara inanmıyor.
- Nowadays nobody believes in ghosts.
Sami'nin bedeni birtakım kötü ruhlar tarafından ele geçirilmişti.
- Sami's body was possessed by some evil spirit.
Kötü ruhların hikayelerine inanmadım.
- I didn't believe the tales of evil spirits.