I wish I could turn back time.
 - Keşke zamanı geri döndürebilsem.
Do you think I'm too old to go back to school?
 - Benim okula geri dönmek için çok fazla yaşlı olduğumu düşünüyor musunuz?
You should go back right now.
 - Şu an geri dönmelisin.
Go back to your seat.
 - Koltuğunuza geri dönün.
Tom didn't want to go back to where he was born.
 - Tom doğduğu yere geri dönmek istemiyordu.
Tom asked Mary to stay, but she had to get back to work.
 - Tom Mary'den kalmasını rica etti fakat o işe geri dönmek zorundaydı.
I'll stay here till you get back.
 - Sen geri dönünceye kadar burada bekleyeceğim.
He is returning to this city.
 - O bu şehre geri dönüyor.
The National Center for Education Information says a predicted teacher shortage won't pan out because teachers who left the profession are returning.
 - Ulusal Eğitim Bilgi Merkezi Mesleği bırakan öğretmenler geri döndüklerinden dolayı tahmin edilen bir öğretmen açığının sonuç vermeyeceğini söylüyor.
After a long absence, he returned home.
 - Uzun bir yokluktan sonra eve geri döndü.
In order to return to our era, what should we do?
 - Çağımıza geri dönmek için ne yapmalıyız?
After a long absence, he returned home.
 - Uzun bir yokluktan sonra eve geri döndü.
He returned home three hours later.
 - Üç saat sonra eve geri döndü.