Asla genişletilmiş garantiler almayın.
 - Never buy extended warranties.
Saflık gençliği genişletti.
 - Chastity extended the youth.
O, sağ kolunu uzattı.
 - He extended his right arm.
Işıl ışıl gülümseyen anne, bebeğine elini uzattı.
 - The mother extended her hand to her baby, smiling brightly.
Asla genişletilmiş garantiler almayın.
 - Never buy extended warranties.
DVD silinmiş ve genişletilmiş sahneler içeriyor.
 - The DVD contains deleted and extended scenes.
Kiralama süresi kararlaştırılan süreden daha uzun ise, bir orantılı kira hesaplanacaktır.
 - If the rental period is extended beyond the agreed period, it shall be calculated a prorated rent.
The people which were here have all gone.
 - Alle Leute, die hier waren, sind gegangen.
Kaoru has gone to America.
 - Kaoru ist nach Amerika gegangen.