O, kendini yeterince çekici olarak düşündü.
- He thought of himself as being charming enough.
Bugün çok çekici görünüyorsun.
- You look very charming today.
Dedemin bana verdiği büyüleyici kitabı okumak için tüm gece oturdum.
- I was up all night reading the captivating book my grandfather gave me.
O büyüleyici bir konuşmacı.
- He's a captivating speaker.
Sanırım o, alımlı ve çekici.
- I think she is charming and attractive.
Komşumuz kendini büyüleyici bir at satın aldı.
- Our neighbour bought himself a charming horse.
Şu bebeğin büyüleyici gözleri var.
- That baby has charming eyes.
Sevimli ve güvenilir bir kişidir.
- She is a charming and reliable person.
Erkek kardeşim bana sevimli bir oyuncak bebek verdi.
- My brother gave me a charming baby doll.
O büyüleyici bir konuşmacı.
- He's a captivating speaker.
Dedemin bana verdiği büyüleyici kitabı okumak için tüm gece oturdum.
- I was up all night reading the captivating book my grandfather gave me.
O kurnaz hayvanı yakalamak için mükemmel bir planı oluşturdum.
- I have created a perfect plan for capturing that crafty animal.
O büyüleyici bir kadındır.
- She is a charming woman.
Tom büyüleyici ve dayanılmaz.
- Tom is charming and irresistible.