Bir ulusun büyük olması için mutlaka güçlü olması gerekmez.
- A nation need not necessarily be powerful to be great.
Böyle uluslararası birleşme harika sonuçlar doğurdu.
- Such international cooperation produced great results.
Muhteşem bir yardımcısın.
- You've been a great help.
Bu kravatın o gömlekle muhteşem uyacağını düşünüyorum.
- I think this tie will go great with that shirt.
Bu pilavın harika tadı var.
- This pilaf tastes great!
İtalya'da yemekler harikaydı.
- The food was great in Italy.
Cılız bir kıvılcım kocaman bir aleve dönüşebilir.
- A tiny spark may become a great flame.
O, onların torun oğlu doğmadan önce kanserin kocasını öldüreceğinden korkuyordu.
- She feared cancer would kill her husband before their great-grandson was born.
Kocasının hastalığı ona büyük endişeye yol açtı.
- Her husband's illness caused her great anxiety.
O çok önemli bir adam.
- He is a man of great importance.
Bu sorun çok önemlidir.
- This matter is of great importance.
O kayakta çok iyidir.
- She is great at skiing.
Çok iyi hissetmiyorum.
- I haven't been feeling so great.
Avukatın müthiş profesyonel yeteneği sayesinde çok sayıda müvekkili var.
- Because of his great professional skill, the lawyer has a large number of clients.
Herkes Nomo'un müthiş bir atıcı olduğunu düşünüyor.
- Everyone considers Nomo a great pitcher.
Senin harika yeteneğin var. Sen gerçekten yeteneklisin.
- You have great talent. You are truly gifted.
Eğer tamsayı sadece sıfırdan büyük veya eşit ise tamsayı doğaldır.
- An integer is natural if and only if it is greater or equal to 0.
Onun birden istifade etmiş olması, bizim için büyük sürpriz.
- To our great surprise, he suddenly resigned.
İyi sağlık büyük bir nimettir.
- Good health is a great blessing.
Online alışveriş ve rezervasyonun büyümesi tüketiciler için hayatı oldukça iyileştirdi.
- The growth of online shopping and booking has greatly improved life for the consumers.
An thor was this geet muckle bloke standin by the door!.