gebäck

listen to the pronunciation of gebäck
Немецкий Язык - Турецкий язык
e. s. gı'bek çörek vs. gibi hamur işi
e {gı'bek} s çörek vs. gibi hamur işi
[das] hamur işi¡
hamur işleri
bisküvit
Английский Язык - Турецкий язык

Определение gebäck в Английский Язык Турецкий язык словарь

bread
{i} ekmek

Bu sabah ekmek ve tereyağı yedim. - I ate bread and butter this morning.

Bu ekmek çok lezzetli. - This bread is very delicious.

biscuits
(Gıda) bisküvi

O bisküviler yapıyor. - He's making biscuits.

Bisküviler dondurulabilir. - Biscuits can be frozen.

bread
mangiz
bread
tıngır
bread
çörek
bread
geçim

Evinin geçimini sağlar. - He brings home the bread and butter.

Bu ailenin geçimini sağlayan kişi o. - She's the breadwinner in this family.

bread
rızk
bread
kazanç
bread
bread line parasız ekmek veya yemek almak için meydana gelen
bread
{i} mangır
bread
para breadbasketekmek sepeti
bread
tahıl ambarı
bread
(fiil) pane etmek
bread
{i} para

Ekmek ve süt alacak kadar parası ancak vardı. - He had barely enough money to buy bread and milk.

Parası olmadığı zaman hiç ekmek alamazdı. - When he had no money, he couldn't buy any bread.

bread
ekmek içi

Mary bir somun ekmek için süpermarkete girerken Tom arabada bekledi. - Tom stayed in the car while Mary ran into the supermarket for a loaf of bread.

Ben glutensiz ekmek için tarifeyi paylaştım. - I shared the recipe for gluten-free bread.

bread
breadfruitekmek ağacı
bread
bot Artocarpus
bread
mide
Немецкий Язык - Английский Язык