It likes strange animals, like snakes.
- O, yılanlar gibi, garip hayvanlardan hoşlanıyor.
I heard a strange noise coming from Tom's room last night.
- Dün gece, Tom'un odasından gelen garip bir ses duydum.
Oddly, I've been watching a lot of telenovelas this fall.
- Gariptir, bu sonbaharda çok sayıda pembe dizi izliyorum.
She must have sensed something odd.
- Garip bir şey hissetmiş olmalı.
Tom was beginning to feel awkward.
- Tom garip hissetmeye başlamıştı.
Why would that be awkward?
- Bu neden garip olurdu?
You're such a weirdo.
- Sen bir garip tipsin.
For a professional, he gave a poor account of himself in today's game.
- Bir profesyonele göre, bugünkü oyunda kendisiyle ilgili garip bir açıklama yaptı.
The car has been acting strangely.
- Araba garip biçimde hareket ediyor.
I felt strangely calm.
- Garip biçimde sakin hissettim.
They looked at me funny.
- Onlar bana garip baktılar.
Don't you think that's funny?
- Bunun garip olduğunu düşünmüyor musun?
Your freaking grandfather nearly ran me over!
- Senin garip büyükbaban neredeyse beni ezecekti!
The olm is my favourite animal, due to its grotesque appearance.
- Olm garip görünümü nedeniyle benim en sevdiğim hayvan.
Tom is behaving oddly.
- Tom garip bir biçimde davranıyor.
Tom has been behaving oddly.
- Tom garip bir biçimde davranıyor.