Can you give me a guarantee that he will be fit for the match?.
He guaranteed his slaves' freedom.
- O, kölelerinin özgürlüğünü garantiledi.
Their company guarantee is for thirty days.
- Onların şirket garantisi otuz gündür.
This car has a good warranty.
- Bu arabanın iyi bir garantisi var.
The warranty doesn't cover normal wear and tear.
- Normal aşınma ve yıpranma garanti kapsamında değildir.
This car has a good warranty.
- Bu arabanın iyi bir garantisi var.
The warranty doesn't cover normal wear and tear.
- Normal aşınma ve yıpranma garanti kapsamında değildir.
He guaranteed his slaves' freedom.
- O, kölelerinin özgürlüğünü garantiledi.
Freedom of thought is guaranteed by the constitution.
- Düşünce özgürlüğü anayasa tarafından garanti altına alınmıştır.
There are no guarantees.
- Hiçbir garanti yoktur.
The fishmonger guarantees the origin and freshness of his products.
- Balıkçı ürünlerinin menşeini ve tazeliğini garanti eder.