günlükler

listen to the pronunciation of günlükler
Турецкий язык - Английский Язык

Определение günlükler в Турецкий язык Английский Язык словарь

günlük
diary

I am keeping a diary every day. - Her gün bir günlük tutuyorum.

He keeps a diary in English. - O, İngilizce bir günlük tutar.

gün
day

Do you study English every day? - Her gün İngilizce çalışıyor musun?

Good day, how are you? - İyi günler, nasılsın?

günlük
daily

This is a daily newspaper. - Bu bir günlük gazetedir.

Are you satisfied with your daily life? - Günlük yaşantından memnun musun?

günlük
journal

My dad keeps a journal every day. - Babam her gün bir günlük tutar.

I've started keeping a journal. - Bir günlük tutmaya başladım.

gün
day, days, time, times, period
günlük
diurnal
günlük
casually
günlük
{s} everyday

TV plays an important part in everyday life. - TV günlük yaşamda önemli bir rol oynar.

This is the age of information, and computers are playing an increasingly important role in our everyday life. - Bu bilgi çağıdır, ve bilgisayarlar günlük hayatımızda gittikçe önemli rol oynuyorlar.

gün
happy days, better times, days of happiness
gün
sunlight

Paintings should not be exposed to direct sunlight. - Tablolar, doğrudan güneş ışığına maruz bırakılmamalıdır.

Don't expose this chemical to direct sunlight. - Kimyasal maddeyi doğrudan güneş ışığına maruz bırakma.

gün
present

Tom never fails to send a birthday present to his father. - Tom babasına doğum günü hediyesi göndermekten geri kalmaz.

My grandfather gave me a birthday present. - Büyükbabam bana bir doğum günü hediyesi verdi.

gün
today

Today is a sunny day. - Bugün güneşli bir gün.

As everyone knows, today is a very significant day for us. - Herkesin bildiği gibi, bugün bizim için çok anlamlı bir gündür.

gün
(Bilgisayar) on
gün
sunshine

The sunshine improved his color. - Güneş rengini artırdı.

This room doesn't get much sunshine. - Bu oda çok fazla güneş ışığı almaz.

gün
time

These medicines should be taken three times a day. - Bu ilaçlardan günde üç kez alınmalı.

How many times does the bus run each day? - Otobüs her gün kaç kez çalışır?

günlük
memo book
günlük
per day

I know that I should sleep for at least eight hours per day, however usually I sleep less. - Günlük en az sekiz saat uyumam gerektiğini biliyorum ama genellikle daha az uyuyorum.

günlük
(Bilgisayar) logging
günlük
lasting days
günlük
memoirs
gün
special day, feast day
günlük
day-to-day

I am tired of the day-to-day routine of life. - Hayatın günlük rutininden usandım.

günlük
quotidian
günlük
casual
günlük
per diem
günlük
olibanum
günlük
day book
günlük
log

Mike made a rude table from the logs. - Mike günlüklerinden kaba bir tablo yaptı.

gün
date (a given point of time)
gün
day, time
gün
(Latin) dies

Sami will maintain his innocence until the day he dies. - Sami masumiyetini öldüğü güne kadar sürdürecek.

gün
a woman's at-home day
gün
the day
gün
on the day
gün
day a
gün
by the day
gün
daytime, day
gün
day; sun; sunlight, sunshine; daytime; today, present; time; age, period; good times; date; at-home day
gün
daylight, sunlight
gün
(Hukuk) date

Which is the date of your birthday? - Doğum günün hangi tarih?

Your opinion seems to be out of date. - Sizin fikirleriniz güncelliğini yitirmiş gibi görünüyor

gün
sun

What a beautiful sunset! - Ne güzel bir günbatımı!

In most countries, with the exception of the Arab countries and Israel, Saturday and Sunday are defined as the weekend. - Birçok ülkede, Arap ülkeleri ve İsrail hariç genellikle Cumartesi ve Pazar, hafta sonu günleri olarak ilan edilmiştir.

gün
bee

I thought doing this would be easy, but we've been working all day and we're still not finished. - Bunun kolay olacağını düşünmüştüm, fakat bütün gün çalışıyoruz ve hâlâ bitirmedik.

There is nothing like a glass of beer after a whole day's work. - Bir tam günlük çalışmadan sonra bir bardak bira gibi bir şey yoktur.

günlük
incense (obtained from the storax tree)
günlük
fresh
günlük
workaday
günlük
incense, frankincense
günlük
frankincense
günlük
day to day
günlük
journal , log , daily (adj.)
günlük
daybook
günlük
of every day
günlük
frankincense, gumthus, olibanum
günlük
mundane
günlük
hackneyed
günlük
daytoday
günlük
circadian
günlük
incense
günlük
storax
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение günlükler в Турецкий язык Турецкий язык словарь

gün
Zaman, sıra: "Biz bu ihtiyara son günlerinde hiç aklından geçirmediği bir saadet sağladık."- H. Taner. Çağ, devir. İyi yaşanmış zaman
gün
Yer yuvarlağının kendi ekseni etrafında bir kez dönmesiyle geçen 24 saatlik süre: "Kız kardeşi üç yıl, bir gün olsun canı sıkılmadan yaşadı Tatvan'da."- N. Cumalı. İçinde bulunulan zaman: "Aylıkları, günün ihtiyaçları karşısında devede kulak gibi kalıyordu."- R. N. Güntekin
gün
Güneş ışığı
gün
Güneş: "Gün biraz yükselince ıssı bir sıcak kırları kapladı."- M. Ş. Esendal
gün
Gündüz: "Güneş, bütün gün enselerinde boza pişirmiş."- H. Taner
gün
Tarih
Gün
(Hukuk) YEVM
Gün
ruz
Günlük
muhtıra
Günlük
(Hukuk) YEVMİ
Günlük
günce
Günlük
jurnal
Günlük
(Hukuk) RUZNAMÇE
gün
Zaman, sıra
gün
Çoğunlukla ev hanımlarının ayın belirli günlerinde konuk ağırlamak için yaptıkları toplantı
gün
Güneş

Güneşli olmasına rağmen, hava soğuktu. - Güneşli olsa da hava soğuktu.

güneşin çıkmış olmasına rağmen, hava soğuktu. - Güneş çıkmış olsa bile hava soğuktu.

gün
İçinde bulunulan zaman
gün
İyi yaşanmış zaman
gün
Çağ, devir
gün
Yer yuvarlağının kendi ekseni etrafında bir kez dönmesiyle geçen 24 saatlik süre
gün
Bayram niteliğinde özel gün
gün
Gündüz
günlük
O günkü, o günle ilgili
günlük
Günü gününe tutulan hatıra, günce, muhtıra
günlük
Tropik bölgelerde yetişen sığala ağacından elde edilen reçine
günlük
Her gün yapılan, her gün yayımlanan, her gün çıkan
günlük
Tütsü için kullanılan bir çeşit ağaç sakızı
günlük
O günkü, o günle ilgili. Üzerinden gün geçmiş veya geçecek
günlük
Günü gününe tutulan anı yazısı veya bu yazıları içine alan eser, günce
günlük
Üzerinden gün geçmiş veya geçecek
günlük
Tropik bölgelerde yetisen Sığala (Amber) Ağacı"ndan elde edilen yağ
günlük
(Osmanlı Dönemi) yevmiye