Tom keeps a diary in French.
- Tom Fransızca bir günlük tutuyor.
He keeps a diary in English.
- O, İngilizce bir günlük tutar.
This is a daily newspaper.
- Bu bir günlük gazetedir.
Are you satisfied with your daily life?
- Günlük yaşantından memnun musun?
I've started keeping a journal.
- Bir günlük tutmaya başladım.
Are you keeping a journal?
- Bir günlük tutuyor musun?
He has already read the daily newspaper.
- O zaten günlük gazeteyi okudu.
The story was in all daily newspapers.
- Hikaye tüm günlük gazetelerdeydi.
At the very least, I'd like to be able to have everyday conversations.
- En azından günlük konuşmalar yapabilmeyi istiyorum.
She wanted to get away from everyday life.
- Günlük hayattan uzaklaşmak istedi.