It's not that ridiculous.
 - O kadar gülünç değil.
Your idea is ridiculous. It is?
 - Senin fikrin gülünç. Gülünç mü?
The lyrics are humorous.
 - Şarkı sözleri gülünçtü.
You're going to teach me? That's laughable!
 - Bana öğretmeyecek misin? Bu gülünç!
If life is ridiculous and absurd, be glad that it is not tedious.
 - Eğer hayat gülünç ve saçma ise dert etmeyin çünkü bu en azından sıkıcı değil demektir.
Sami's story was so grotesque that nobody believed him.
 - Sami'nin hikayesi o kadar gülünçtü ki kimse ona inanmadı.
What did I do to deserve this ridiculously overpriced dress?
 - Ben bu gülünç pahalı elbiseyi hak edecek ne yaptım?
I can't help but feel like the ending of Breaking Bad was ridiculously rushed, still an amazing show but it could've been better.
 - Kendimi Breaking Bad'in sonunun gülünç bir şekilde aceleye getirildiğini düşünmekten alıkoyamıyorum - yine de çok güzel bir dizi ama daha iyi olabilirdi.