gözlemlerim

listen to the pronunciation of gözlemlerim
Турецкий язык - Английский Язык

Определение gözlemlerim в Турецкий язык Английский Язык словарь

gözlem
{i} observation

His observation is sharp, but he says very little. - Onun gözlemi şiddetli fakat o çok az diyor.

He has an acute sense of observation. - O güçlü bir gözlem duygusuna sahiptir.

gözlem
observer
gözlem
(Askeri) observation helicopter
gözlem
{i} observing

Waiting, observing, and keeping silent can avoid many wars. - Beklemek, gözlemek ve sessiz kalmak birçok savaşı önleyebilir.

Much can be learned by observing how a child interacts at play with other children. - Çoğu şey bir çocuğun diğer çocuklarla oyun oynarken nasıl etkileşim kurduğu gözlemlenerek öğrenilebilir.

gözlem
sighting
gözlem
survey
gözlem
investigation

Am I under investigation now? - Şimdi gözlem altında mıyım?

gözlem
scopy
gözlem
(Nükleer Bilimler) observe

Tom likes to observe the people walking by. - Tom yürüyen insanları gözlemlemeyi sever.

He observed many types of creatures there. - Orada bir sürü yaratık çeşidi gözlemledi.

gözlem
observations

Those findings match my own observations. - O bulgular benim kendi gözlemlerimle eşleşiyor.

Newton's law of gravity is a mathematical description of the way bodies are observed to attract one another, based on many scientific experiments and observations. - Newton'un yer çekimi kanunu organların birbirini çekme tarzıyla ilgili birçok bilimsel deney ve gözlemlere dayalı matematiksel bir anlatımdır.

Турецкий язык - Турецкий язык

Определение gözlemlerim в Турецкий язык Турецкий язык словарь

Gözlem
rasat
Gözlem
observasyon
Gözlem
müşahede
gözlem
Bir yazı veya eseri yazmaya başlamadan önce konusuyla ilgili gerekli bilgi, deney, inceleme ve araştırma yapma işi
gözlem
İnceleme sonucu elde edilen değer, müşahede
gözlem
Bir nesnenin, olayın veya bir gerçeğin, niteliklerinin bilinmesi amacıyla, dikkatli ve planlı olarak ele alınıp incelenmesi, müşahede
gözlem
Çeşitli araç ve gereçlerin yardımıyla olayların sebeplerini bilmek için uygulanan bilimsel yöntem
gözlem
Bir nesnenin, olayın veya bir gerçeğin, niteliklerinin bilinmesi amacıyla, dikkatli ve planlı olarak ele alınıp incelenmesi, müşahede: "Onun romanları düş gücüne değil, gözlem gücüne dayanır."- S. Birsel. İnceleme sonucu elde edilen değer, müşahede. Çeşitli araç ve gereçlerin yardımıyla olayların sebeplerini bilmek için uygulanan bilimsel yöntem
gözlem
Bir gök cismini veya olayını çıplak gözle veya bir araç yardımıyla izleyerek görülen değerleri tespit etme işlemi, rasat