Phenolphthalein is an indicator used in acid-base titrations.
 - Fenolftalein asit baz titrasyonlarında kullanılan bir göstergedir.
The circulation, as is known, is the main indicator of the periodical's authoritativeness.
 - Dolaşım, bilindiği gibi, derginin otoriterliğinin ana göstergesidir.
Is there an air gauge here?
 - Burada bir hava göstergesi var mı?
The gas gauge is on empty.
 - Benzin göstergesi boşu gösteriyor.
We'd like to give this to you as a token of our appreciation.
 - Bunu size minnettarlığımızın göstergesi olarak vermek isteriz.
This is a small token of my gratitude.
 - Bu minnettarlığımı küçük bir göstergesidir.
His victory at this age in an international competition is a good indication of a bright future.
 - Uluslararası bir yarışmada bu yaştaki zaferi parlak bir geleceğin iyi bir göstergesidir.
His sense of humor was self-deprecating, a sign of his low self-esteem.
 - Espri anlayışı, düşük öz saygısının bir göstergesi olarak, kendini aşağılamak üzerine kuruluydu.
He gave a tip as a sign of gratitude.
 - Minnettarlık göstergesi olarak bahşiş verdi.