Onlar tüm boş vakitlerinde ne yapıyorlar?
 - What do they do with all their leisure time?
Ne kadar boş vakit bulursa o kadar mutlu olur.
 - The more leisure he has, the happier he is.
Onun spor için boş zamanı yok.
 - He has no leisure for sport.
Boş zamanımı çoğunlukla radyo dinleyerek geçiririm.
 - I often spend my leisure time listening to the radio.
Hayal sırasında, insanlar rahat bir hayatı hayal ettiler.
 - During the bubble, people dreamt of a life of leisure.
Boş zamanımda Kanada geyiği avlarım.
 - I hunt elk in my leisure-time.
Boş vaktimde ne yapacağımı bilmiyorum.
 - I don't know what to do with my leisure.