formerly; once, but no longer; thus forming the imperfect tense

listen to the pronunciation of formerly; once, but no longer; thus forming the imperfect tense
Английский Язык - Турецкий язык

Определение formerly; once, but no longer; thus forming the imperfect tense в Английский Язык Турецкий язык словарь

used to
alışkın olmak
used to
öğür
used to
-ardı
used to
alışık olmak
used to
yapardı

Büyükbabam kendisi için mobilya yapardı. - My grandfather used to make furniture for himself.

O nehir boyunca sık sık yürüyüş yapardım. - I used to often take walks along that river.

used to
kullan

O araba satıcısı bu kullanılmış Toyota'nın iyi durumda olduğunu söylediğinde bana yanlış bilgi vermiş. - That car dealer gave me a bum steer when he told me this used Toyota was in good condition.

Benim Japon öğretmenim fiil çekimlerini hatırlamamıza yardımcı olan bir şarkı kullanırdı. Hiç kimse gerçekten birlikte söylemezdi. - My Japanese teacher used to use a song to help us remember verb conjugations. No one really sang along.

used to
ederdi

O, bana Tom olarak hitap ederdi. - She used to address me as Tom.

Mary, Tom'la evlenmeyi hayal ederdi. - Mary used to dream about marrying Tom.

used to
geçmiş zamanda yapılan
used to
alışık

Tom yalın ayak yürümeye alışık değildir. - Tom isn't used to walking barefooted.

Bay Kaifu halka açık konuşmalar yapmaya alışıktır. - Mr Kaifu is used to making speeches in public.

used to
alışkın

Erken kalkmaya alışkınım. - I'm used to getting up early.

Ne zaman yatmaya alışkınsın? - What time are you used to going to bed?

Английский Язык - Английский Язык
used to

I used to know a guy from the UK who pronounced mother without the r.

formerly; once, but no longer; thus forming the imperfect tense

    Расстановка переносов

    formerly; once, but no longer; thus forming the im·per·fect tense

    Произношение

Избранное