Select Keyboard: Türkçe ▾ X
  | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
 
 
 
 
  | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Tom affedilmek için dua etti.
 - Tom prayed for forgiveness.
Ben onu zaten affettim.
 - I have forgiven her already.
Biz zaten sizi affettik.
 - We have already forgiven you.
Dünyada yapacak en zor şeylerden biri affetmektir.
 - One of the toughest things in the world to do is forgive.
Affetmek mi yoksa unutmak mı daha zor?
 - Is it harder to forgive or to forget?
Yalan söylediğim için beni affet,lütfen.
 - Please forgive me for telling a lie.
Onları affet, zira onlar ne yaptıklarını bilmiyorlar.
 - Forgive them, for they know not what they do.
Tom, Tanrı'dan kendisini bağışlamasını istedi.
 - Tom asked God to forgive him.
Tom muhtemelen bunu yaptığı için bağışlanmayacak.
 - Tom won't likely be forgiven for doing that.
Tom bağışlanma için Mary'ye yalvardı.
 - Tom begged Mary for forgiveness.