Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

for the entire time; always

listen to the pronunciation of for the entire time; always
Английский Язык - Турецкий язык

Определение for the entire time; always в Английский Язык Турецкий язык словарь

all along
başından beri

O, onu başından beri biliyordu. - He knew it all along.

Biz onu başından beri biliyorduk. - We knew it all along.

all along
öteden beri
all along
hemişe
all along
lap evvelden
all along
her zaman

O her zaman sendin, değil mi? - It was you all along, wasn't it?

all along
her vakit
all along
öteden beri; hep böyle, her zaman
all along
ta başından

Ta başından beri bu Tom'un planı değil miydi? - Was this Tom's plan all along?

Sanırım Tom ta başından bunu bekliyordu. - I think Tom expected this all along.

all along
boyunca

Bütün demiryolu boyunca kasabalar türedi. - Towns sprang up all along the railroad.

Tüm Seine nehri boyunca lambalar vardır. - All along the Seine, there are lamps.

all along
baştan beri

Sami baştan beri katildi. - Sami was the killer all along.

all along
en başından

En başından beri planın buydu, değil mi? - That was your plan all along, wasn't it?

Sana bunu en başından beri söylüyorum. - I've been telling you that all along.

all along
k.dili. baştan, başından beri
Английский Язык - Английский Язык
all along

He thought he had me fooled, but I knew the truth all along.

for the entire time; always
Избранное