Onlar balık ve et satıyorlar.
- Sie verkaufen Fisch und Fleisch.
Balık için su neyse insan için de hava odur.
- Luft ist für den Menschen, was Wasser für den Fisch ist.
Kaçan balık büyük olur.
- Der Fisch, den man nicht fängt, ist immer groß.
Yaşlı adam büyük bir balık yakaladı.
- The old man caught a big fish.
Yunuslar ve balinalar balık değildir.
- Dolphins and whales are not fish.
Balık avlamak için göllere gidiyor musun?
- Do you go fishing on the lakes?
Ruhsatsız balık avlamaktan ceza yedim.
- I was fined for fishing without a license.
O, balıklar hakkında o kadar şeyi nasıl öğrendi?
- How did she get to know so much about fish?
Balıklar bugün ısırmıyorlar.
- The fish aren't biting today.
Hobilerim balık tutmak ve televizyon izlemektir.
- My hobbies are fishing and watching television.
Güzel bir gün ve canım balık tutmak istiyor.
- It is a fine day and I feel like going fishing.
Bazı oğlanlar balık avlar, diğerleri ise yüzer.
- Some of the boys are fishing and the others are swimming.
Tom'un yapmak istediği tek şey balık avlamaktır.
- Fishing is the only thing Tom wants to do.
Burada balık tutmak yasak.
- Fishing is not allowed here.
Burada balık tutmak yasaktır.
- Fishing is prohibited here.
Bizimle balığa çıkmak istemediğinden emin misin?
- Are you sure you don't want to go fishing with us?
Tek istediğim balığa çıkmak.
- All I want to do is go fishing.