figuratively, to unite in the closest and most endearing relation

listen to the pronunciation of figuratively, to unite in the closest and most endearing relation
Английский Язык - Турецкий язык

Определение figuratively, to unite in the closest and most endearing relation в Английский Язык Турецкий язык словарь

marry
{f} evlenmek

Onun gibi biriyle evlenmekle aptallık yaptım. - I was a fool for marrying someone like her.

Ben, şimdi benimle evlenmek istediğini biliyorum, ama siz daha sonra ikinci düşüncelere sahip olacağınızı düşünmüyor musunuz? - I know you want to marry me now, but don't you think you'll have second thoughts afterward?

marry
baş göz etmek
marry
(ile) evlenmek
marry
başını bağlamak
marry
ile evlenmek

Hanako'nun Taro ile evlenmek istemediği açıktı. - It was clear that Hanako did not wish to marry Taro.

Tom Mary ile evlenmek istemiyordu. - Tom didn't want to marry Mary.

marry
izdivaç etmek
marry
evlen

Bu dergiye göre, en sevdiğim aktris önümüzdeki ilkbahar bir caz müzisyeniyle evlenecek. - According to this magazine, my favorite actress will marry a jazz musician next spring.

Sen yaşayabileceğin herhangi biriyle evlenme - sen onsuz yaşayamayacağın kişiyle evlen. - You don't marry someone you can live with — you marry the person whom you cannot live without.

marry
Ya! Acayip! Aman Allahım
marry
{f} birleşmek; birleştirmek
marry
{f} evermek
marry
nikah kıymak
marry
birleşmek
marry
ya
marry
allahım
marry
{f} evlendirmek

Kızını bir doktorla evlendirmek istiyor. - She wants to marry her daughter to a doctor.

Kızını benim gibi bir adamla evlendirmek ister misin? - Would you want your daughter to marry a guy like me?

marry
marry evlendir/evlen
Английский Язык - Английский Язык
marry
figuratively, to unite in the closest and most endearing relation

    Расстановка переносов

    figuratively, to u·nite in the clos·est and most endearing re·la·tion

    Произношение

Избранное