Benim için, tarih çok etkileyici bir konu.
 - For me, history is a fascinating subject.
Küresel ısınma hakkında söylediklerini etkileyici buldum.
 - I found it fascinating what you were saying about global warming.
Gerçekten bu kadar çekici miyim?
 - Am I really that fascinating?
Bu çok ilginç bir makale.
 - This is a fascinating article.
Kediler tarafından büyülendim.
 - I'm fascinated by cats.
Onun güzelliği tarafından büyülendim.
 - I was fascinated by her beauty.
... are thrilled to see squirrels. We find animals fascinating. Pharmaceuticals, most of our ...
... fascinating and useful material lies ...