She wrote to her parents at least once a week.
- O, en azından haftada bir kez anne ve babasına yazdı.
Brush your teeth twice a day at least.
- Dişlerini günde en az iki kez fırçala.
This pencil cost me at least a hundred bucks.
- Bu kalem bana en az yüz dolara mâl oldu.
We must sleep at least seven hours a day.
- Günde en az yedi saat uyumak zorundayız.
I don't know when the meeting started, but it started at least thirty minutes ago.
- Toplantının ne zaman başladığını bilmiyorum ama en az otuz dakika önce başladı.
Tom calls Mary every night and talks with her for at least 45 minutes.
- Tom her gece Mary'yi arar ve onunla en az 45 dakika konuşur.
I can't promise that you'll like these books but I think it would be a good idea to at least look them over.
- Bu kitapları beğeneceğine söz veremem ama sanırım en azından onları bir gözden geçirmen iyi bir fikir olurdu.
At least somebody is having a good time.
- En azından biri iyi vakit geçiriyor.
Tom only does the bare minimum.
- Tom sadece en azını yapar.
The job will take a minimum of ten days.
- Bu iş en az on gün sürecek.