I can't say I'm happy about retirement.
- Emeklilik hakkında mutlu olduğumu söyleyemem.
Tom took the early retirement package the company offered.
- Tom şirketin sunduğu erken emeklilik paketini aldı.
It's hard for him to live on his small pension.
- Küçük emeklilik maaşıyla yaşamak, onun için zordur.
She has to live on the pension.
- O, emeklilik maaşıyla yaşamak zorunda.
Who said anything about retiring?
- Kim emeklilik hakkında bir şey söyledi?
I have no regrets about retiring.
- Emeklilik konusunda pişmanlık duymuyorum.
He doesn't have a job. He's retired.
- Onun bir iş yok. O emeklidir.
Tom was named the head of the organization after the director retired.
- Müdür emekli olduktan sonra Tom kuruluşun başına tayin edildi.
I became a retiree after working for forty-five years in a cubicle.
- Kırk beş yıl boyunca bir hücrede çalıştıktan sonra emekli oldum.
The stock market crash forced many retirees back into the job market.
- Borsa krizi birçok emekliyi yeniden iş piyasasına zorladı.
She's a widow and a pensioner, and faces many hardships.
- O dul ve emeklidir ve birçok zorluklarla karşı karşıyadır.
Tom announced he was retiring.
- Tom emekli olduğunu duyurdu.
Do you ever think about retiring?
- Hiç emekli olmayı düşünüyor musun?