With the money Mr Johnson had saved, he would be able to live high on the hog when he retired.
- Bay Johnson kazandığı paradan dolayı, emekli olduğunda etrafa para saçabilecekti.
People rarely come to see you once you are retired.
- Emekli olur olmaz insanlar seni nadiren görmeye gelirler.
The stock market crash forced many retirees back into the job market.
- Borsa krizi birçok emekliyi yeniden iş piyasasına zorladı.
I became a retiree after working for forty-five years in a cubicle.
- Kırk beş yıl boyunca bir hücrede çalıştıktan sonra emekli oldum.
She's a widow and a pensioner, and faces many hardships.
- O dul ve emeklidir ve birçok zorluklarla karşı karşıyadır.
Do you ever think about retiring?
- Hiç emekli olmayı düşünüyor musun?
Tom announced he was retiring.
- Tom emekli olduğunu duyurdu.
I never want to retire.
- Asla emekli olmak istemiyorum.
The lady that used to work here had to retire.
- Burada çalışan bayan, emekli olmak zorunda kaldı.
I could lose my pension.
- Emekli maaşımı kaybedebilirim.
The old man lives on his pension.
- Yaşlı adam emekli maaşı ile geçiniyor.
Tom wished that he had enough money to retire.
- Tom emekli olmak için yeterli parasının olmasını diledi.
My wife and I are preparing to retire.
- Karım ve ben emekli olmak için hazırlanıyoruz.
Do you ever think about retiring?
- Hiç emekli olmayı düşünüyor musun?
Tom said he was retiring.
- Tom emekli olduğunu söyledi.
People rarely come to see you once you are retired.
- Emekli olur olmaz insanlar seni nadiren görmeye gelirler.
When John retired, his son took over his business.
- John emekli olduğunda, oğlu onun işini devraldı.
His revenue doubled after retirement.
- Onun geliri, emekli olduktan sonra iki katına çıktı.
People rarely come to see you once you are retired.
- Emekli olur olmaz insanlar seni nadiren görmeye gelirler.