eklenen

listen to the pronunciation of eklenen
Турецкий язык - Английский Язык
(Tıp) intercurrent
further
add-on
addend
appendant
eklenen görev
(Bilgisayar) added task
eklenen metin
(Bilgisayar) inserted text
eklenen tutanak
(Bilgisayar,Teknik) addition record
eklenen (ses)
epenthetic
eklenen filtrasyon
(Tıp) added filtration
ekle
(Bilgisayar) ins

Do you want to install this free browser add-on? - Bu ücretsiz tarayıcı eklentisini yüklemek ister misiniz?

Don't change sentences that are correct. You can, instead, submit natural-sounding alternative translations. - Doğru olan cümleleri değiştirmeyin. Yerine doğal görünen alternatif çeviriler ekleyebilirsiniz.

ekle
(Bilgisayar) appendto
ekle
(Bilgisayar) inject
ekle
annex

Any translation is an annexation. - Herhangi bir çeviri bir eklemedir.

ekle
(Bilgisayar) append
ekle
(Bilgisayar) insertion
ekle
(Bilgisayar) include

Did you include everything you wanted to say in the text? - Metne söylemek istediğin her şeyi ekledin mi?

I've included a visitor's application. - Bir ziyaretçinin başvurusunu ekledim.

ekle
(Bilgisayar) add to

I have nothing to add to that. - Ona ekleyecek bir şeyim yok.

A good head and a good heart are always a formidable combination. But when you add to that a literate tongue or pen, then you have something very special. - İyi bir kafa ve iyi bir kalp her zaman müthiş bir kombinasyondur. Fakat buna bir okuryazar dil ya da kalem eklediğinizde, o zaman çok özel bir şeyiniz vardır.

ekle
(Bilgisayar) attach

The button is attached to the dress. - Elbiseye düğme eklenmiş.

I have installed Microsoft Office on my personal computer, so please use its file format when you send me the attachment. - Benim kişisel bilgisayarıma Microsoft Office yükledim, bu yüzden bana eklenti gönderdiğinde lütfen onun dosya formatını kullan.

ekle
(Bilgisayar) append to
en son eklenen
(Ticaret) marginal
ekle
{f} enclosed

She enclosed a little dark chocolate in her valentine. - O sevgililer gününde biraz koyu çikolata ekledi.

I have enclosed your order form. - Sipariş formunuzu ekledim.

ekle
tot up
ekle
{f} adding

Thanks for adding me on Facebook. - Beni Facebook'ta eklediğin için teşekkür ederim.

Adding comments makes reading the code easier. - Yorum eklemek şifreyi okumayı daha kolay hale getirir.

ekle
{f} tot
ekle
tack on
ekle
{f} add on

Add one teaspoon of paprika. - Bir çay kaşığı kırmızı biber ekle.

ekle
{f} enclosing
ekle
{f} added

Fine weather added to the joy of our trip. - Güzel hava yolculuğumuza neşe ekledi.

I'll be back in a minute, he added. - Bir dakika içinde döneceğim,diye ekledi.

ekle
add up to
ekle
{f} add

Don't add sentences from copyrighted sources. - Telifli kaynaklardan cümleler eklemeyin.

Add a little more pepper. - Biraz daha biber ekle.

ekle
{f} affix
ekle
{f} add#on
ekle
augment
benzine eklenen katkı maddesi
(Jeoloji) anti-knock
ekle
totup
ekle
affixed
ekle
splice

Could you splice these two pieces of rope together for me? - Bu iki parça ipi benim için birbirine ekler misin?

It's hard to splice the two fragments together. - İki bölümü birlikte eklemek zordur.

ekle
insert
ekle
tot#up
karara bağlanmış dosyaya eklenen not
syllabus
kitaba eklenen boş sayfa
interleaf
kitap başına eklenen sayfalar
end paper
kitap sonuna eklenen sayfalar
end paper
notanın yanına eklenen ufak nota
appoggiatura
sözleşmeye gizlice eklenen madde
joker
takvime eklenen
intercalary
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение eklenen в Турецкий язык Турецкий язык словарь

EKLE
(Osmanlı Dönemi) Bir kere doyana kadar yemek