eintreffen

listen to the pronunciation of eintreffen
Немецкий Язык - Турецкий язык
{'ayntra: gın} kaydetmek, geçirmek (deftere)
v. 'ayntrefın varmak; olmak, gerçekleşmek
olmak, gerçekleşmek; varmak, gelmek
Английский Язык - Турецкий язык

Определение eintreffen в Английский Язык Турецкий язык словарь

arrive
{f} varmak

Nancy asla zamanında varmaktan geri kalmaz. - Nancy never fails to arrive on time.

Biz, zamanında istasyona varmak istiyorsak acele etmeliyiz. - We must hurry if we want to arrive at the station on time.

arrive
{f} ulaşmak

İtfaiyeciler umutsuzca olay yerine ulaşmak için çalışıyorlar. Umarız çok geç olmadan varırlar! - Firefighters are trying desperately to reach the scene of the accident. Let's hope they arrive before it's too late!

arrive
{f} varmak; gelmek: When will we arrive? Ne zaman varacağız? Has the mail arrived? Posta geldi mi?
arrive
{f} gelmek

Erken gelmek için elimden geleni yapacağım. - I'll try my best to arrive early.

Ben gelmek istiyorum. - I would like to arrive.

arrive
varış
arrive
gelen kimse
arrive
arrival geliş
arrive
{f} başarı kazanmak
arrive
dönmek
arrive
bir ereğe ulaşmak
arrive
doğmak
arrive
yetişmek
arrive
gelip çatmak
arrive
ulaş

Viracopos'a sabah saat birde ulaştık. - We arrived at Viracopos at one o'clock in the morning.

Okula saat dokuzdan önce ulaşmalısın. - You should arrive at school before nine.

arrive
üstesinden gelmek
arrive
gelip dayanmak
Немецкий Язык - Английский Язык
arrival /arr./
to come true
arrive

The train is due to arrive here in 5 minutes. - Der nächste Zug soll in fünf Minuten hier eintreffen.

The train will arrive at the station before noon. - Der Zug wird vor der Mittagsstunde im Bahnhof eintreffen.

(an einem Ort) eintreffen
to arrive (in a place) (person)
Hebelverschluss bis zum Eintreffen der Endlageüberwachung (Bahn)
check locking of the block (railway)
Sie wird Mitte der Woche eintreffen.
She'll be arriving midweek
sich melden (sein Eintreffen bekanntgeben)
to announce oneself