İthal arabalara güçlü bir talep vardır.
- Imported cars are in strong demand.
Bu, Almanya'dan ithal edilen bir arabadır.
- This is a car imported from Germany.
Bu, Malezya'dan ithal edilmiş bir ham maddedir.
- This is a crude material imported from Malaysia.
Tom ithal edilmiş bir arabayı kullanıyor.
- Tom drives an imported car.
Transistör'ün icadı yeni bir çağ başlattı.
- The invention of the transistor introduced a new era.
Tom üvey oğlunu Mary'nin üvey kızına tanıttı.
- Tom introduced his stepson to Mary's stepdaughter.
O, bana kız kardeşini tanıttı.
- He introduced his sister to me.