She took pains to educate her children.
- O, çocuklarını eğitmek için saçını süpürge etti.
Dan didn't even want to train Linda.
- Dan Linda'yı eğitmek bile istememişti.
Tom hired someone to train his dog.
- Tom köpeğini eğitmek için birini kiraladı.
Educating the mind without educating the heart is no education at all.
- Kalbi eğitmeden zihni eğitmek hiç eğitim görmemektir.
My very educated mother just showed us nine planets.
- Benim çok eğitimli annem az önce bize dokuz gezegeni gösterdi.
He was educated at Oxford.
- O, Oxford Üniversitesi'nde eğitim gördü.
He was trained as a lawyer.
- O bir avukat olarak eğitildi.
Musical talent can be developed if it's properly trained.
- Düzgün bir şekilde eğitilirse müzikal yetenek geliştirilebilir.
I think you should stick to your training schedule.
- Sanırım eğitim planına bağlı kalmalısın.
They needed jobs and training.
- Onların işlere ve eğitime ihtiyacı vardı.
Ford was poorly educated.
- Ford kötü eğitim gördü.
You must educate your tongue to distinguish good coffee from bad.
- İyi kahveyi kötü kahveden ayırt etmek için dilini eğitmelisin.
I am training hard so that I may win the race.
- Ben, yarışı kazanabilirim diye sıkı eğitim yapıyorum.
Musical talent can be developed if it's properly trained.
- Düzgün bir şekilde eğitilirse müzikal yetenek geliştirilebilir.
The mandatory character of schooling is rarely analyzed in the multitude of works dedicated to the study of the various ways to develop within children the desire to learn.
- Eğitimin zorunlu karakteri çocukların içinde öğrenme arzusu geliştirmek için çeşitli şekillerde çalışmaya adanmış işlerin çokluğunda nadiren analiz edilir.
I will have to wait till I finish schooling and start earning money.
- Eğitimi bitirinceye ve para kazanmaya başlayıncaya kadar beklemek zorunda kalacağım.
Do you know anything about training dogs?
- Köpekleri eğitme hakkında bir şey biliyor musun?