Many Eastern religions teach that there is a unity behind the diversity of phenomena.
- Birçok Doğu dinleri olayların çeşitliliği arkasında bir birlik olduğunu öğretir.
You should think of their religions.
- Onların dinlerini göz önünde bulundurmalısın.
He got religion on his deathbed.
- O, ölüm döşeğinde dinine kavuştu.
Making money is his religion.
- Para kazanmak onun dinidir.
Is Buddhism a religion or a philosophy?
- Budizm bir din midir yoksa bir felsefe mi?
Buddhism is a religion founded by the Indian Shakyamuni.
- Budizm Hintli Şakyamuni tarafından kurulmuş bir dindir.
Tom has a dynamic personality.
- Tom dinamik bir kişiliğe sahiptir.
Dynamite fishing is extremely destructive to reef ecosystems.
- Dinamit balıkçılığı resif ekosistemler için son derece tahrip edicidir.
I've lost my religious faith.
- Dinsel inancımı yitirdim.
He stared at the faithful miniature of the dinosaur.
- O, dinozorun sadık minyatürüne baktı.
The new law will deprive religious minorities of their right to vote.
- Yeni yasa dini azınlıkları oy verme haklarından mahrum edecek.
That religious cult has got some pretty off the wall ideas.
- O dini mezhebin bazı acayip fikirleri var.