What do you do for relaxation?
- Dinlenmek için ne yapıyorsun?
I advised him to take a rest.
- Ben ona dinlenmesini tavsiye ettim.
Everyone has the right to rest and leisure, including reasonable limitation of working hours and periodic holidays with pay.
- Her şahsın dinlenmeye, eğlenmeye, bilhassa çalışma müddetinin makul surette sınırlandırılmasına ve muayyen devrelerde ücretli tatillere hakkı vardır.
I suggest that you take a break and cool off a little.
- Bir mola vermeni ve biraz dinlenmeni öneriyorum.
If Jane does not rest more, she may have a nervous breakdown.
- Eğer Jane daha fazla dinlenmezse, O bir sinir krizi geçirebilir.
Would you like to take a recess?
- Dinlenmek ister misin?
Tom, who had been working all day, wanted to have a rest.
- Tom, bütün gün çalışıyordu, dinlenmek istedi.
I feel like taking a rest.
- Canım dinlenmek istiyor.
On weekends, many people work instead of having a rest.
- Hafta sonlarında birçok kişi dinlenme yerine çalışır.
Instead of taking a rest, he worked much harder than usual.
- Dinlenme yerine, o her zamankinden çok daha sıkı çalıştı.
Which one will be our final resting place?
- Hangisi bizim son dinlenme yerimiz olacak?
An old man was at rest under the tree.
- Yaşlı bir adam ağacın altında dinleniyordu.
I think you'd better take a rest; you look ill.
- Sanırım dinlensen iyi olur; hasta görünüyorsun.
Would you like to take a recess?
- Dinlenmek ister misin?
After walking for an hour, we stopped to take a rest.
- Bir saat yürüdükten sonra dinlenmek için durduk.
I wanted to take a rest.
- Ben dinlenmek istedim.
I have no time to have a rest.
- Dinlenmek için vaktim yok.
Tom, who had been working all day, wanted to have a rest.
- Tom, bütün gün çalışıyordu, dinlenmek istedi.