He has a good knowledge of Japanese religion.
 - O Japon diniyle ilgili iyi bir bilgiye sahiptir.
He got religion on his deathbed.
 - O, ölüm döşeğinde dinine kavuştu.
What's the difference between a religion and a cult?
 - Bir dinle bir tarikat arasındaki fark nedir?
Science is not a religion.
 - Bilim bir din değildir.
Culture plays a dynamic role in shaping an individual's character, attitude, and outlook on life.
 - Kültür bir bireyin karakterinin, davranışının ve hayata bakış açısının şekillenmesinde dinamik bir rol oynar.
Tom has a dynamic personality.
 - Tom dinamik bir kişiliğe sahiptir.
I've lost my religious faith.
 - Dinsel inancımı yitirdim.
He stared at the faithful miniature of the dinosaur.
 - O, dinozorun sadık minyatürüne baktı.
Unlike his sister, he has retained the religious faith his parents brought him up in.
 - Kız kardeşinin aksine, o, ebeveynlerinin ona verdiği dini inancı korudu.
Atheism isn't a religious belief.
 - Ateizm dinî bir inanç değildir.