He was experienced in business.
- O, işte deneyimliydi.
I am not experienced in driving.
- Ben araba sürmede deneyimli değilim.
He tried out that new machine.
- O, o yeni makineyi denedi.
I tried many things but failed after all.
- Ben çok şey denedim fakat yine de başarısız oldum.
He couldn't wait to try out his new surfboard.
- Yeni sörf tahtasını denemek için sabırsızlanıyordu.
Tom said he was going to try out for his school soccer team.
- Tom okul futbol takımı için deneyeceğini söyledi.
It's no use trying anything.
- Bir şey denemenin faydası yok.
Older people are often afraid of trying new things.
- Yaşlı insanlar sık sık yeni şeyleri denemekten korkarlar.
Older people are often afraid of trying new things.
- Yaşlı insanlar sık sık yeni şeyleri denemekten korkarlar.
Please try me for the job.
- İş için beni deneyin, lütfen.
Because we love you, we are updating Tatoeba to bring you a better user experience. See? We love you huh?
- Çünkü biz sizi seviyoruz, daha iyi bir kullanıcı deneyimi getirmek için Tatoeba'yı güncelleştiriyoruz. Gördünüz mü? Biz sizi seviyoruz ha?
From my own experience, illness often comes from sleeplessness.
- Benim kendi deneyimlerinden, hastalık çoğunlukla uykusuzluktan kaynaklanıyor.
Sami tried a few samples, but he didn't buy.
- Sami birkaç örnek denedi ama satın almadı.