Bugün tüm gün evdeyim.
- Ich bin heute den ganzen Tag zu Hause.
Tüm gün yağmur yağdı.
- Es regnete den ganzen Tag.
Bütün günü Tom'la geçirdim.
- Ich habe den ganzen Tag mit Tom verbracht.
Bütün gün açıktır dükkan.
- Der Laden ist den ganzen Tag offen.
O, bütün gün boyunca çalışmaktaydı.
- She's been working all day long.
O gün boyu huzursuz hissetti.
- She felt restless all day long.
Bütün gün boşa kürek salladı.
- He built castles in the air all day.
Bütün gün ayakta durduğum için yoruldum.
- I'm worn out, because I've been standing all day.
Bütün gün boyunca çiftlikte çalıştığı için, o tamamen yorgundu.
- Having worked on the farm all day long, he was completely tired out.
Bütün gün televizyon izlemekten başka bir şey yapmaz.
- He does nothing but watch TV all day long.
He stayed at home all day instead of going out.
- Er blieb den ganzen Tag zu Hause, anstatt vor die Tür zu gehen.
Being ill, I stayed at home all day long.
- Ich war krank, ich bin den ganzen Tag zu Hause geblieben.