You burnt a hole in my coat with your cigarette.
 - Sigaranla ceketimde bir delik açtın.
Tom didn't notice the bullet holes in the wall.
 - Tom duvardaki kurşun deliklerini farketmedi.
The prisoner dug a hole under the prison wall.
 - Mahkûm cezaevi duvarının altında bir delik açtı.
Tom has a pierced eyebrow.
 - Tom'un delikli bir kaşı var.
Sami had a little bit of blood coming from his nostril.
 - Sami'de burun deliğinden gelen biraz kan vardı.
I have a facial boil. There's a painful lump at the back of one nostril.
 - Bir yüz çıbanım var.Bir burun deliğinin arkasında acılı bir yumru var.
Tom couldn't resist peeking through the keyhole.
 - Tom anahtar deliğinden bakmaya direnemedi.
I can't find the keyhole.
 - Anahtar deliğini bulamıyorum.
Black holes are very dense.
 - Kara delikler çok yoğundur.
The cat waited in front of the mousehole for over ten minutes.
 - Kedi, fare deliğinin önünde on dakikayı aşkın bekledi.
Mary wants to get her belly button pierced.
 - Mary göbek deliğini deldirmek istiyor.
You can build a pinhole camera with a shoe box.
 - Bir ayakkabı kutusuyla, bir iğne deliği kamerası yapabilirsiniz.