Определение davet edilen в Турецкий язык Английский Язык словарь
- invitee
- invited
Tom isn't the only boy invited to Mary's party.
-Mary'nin partisine davet edilen tek erkek Tom değil.
Tom asked me if he was on the list of people invited to the party.
-Tom bana partiye davet edilen kişilerin listesinde olup olmadığını sordu.
- davet et
- invite
I plan to invite a lot of guests to the opening ceremony.
-Açılış törenine çok misafir davet etmeyi planlıyorum.
I don't have a stamp collection, but I have a Japanese postcard collection that I could use as an excuse to invite him.
-Pul koleksiyonum yok ama onu davet etmek için bir mazeret olarak kullanabildiğim Japon kartpostal koleksiyonum var.
- davet et
- inviting
Thank you for inviting me to your birthday party.
-Beni doğum günü partine davet ettiğin için teşekkür ederim.
I cannot go to the party, but thank you for inviting me all the same.
-Partiye gidemem, yine de beni davet ettiğin için teşekkür ederim.