Определение dans etme в Турецкий язык Английский Язык словарь
- dancing
The term ‘milonguero style tango’ was coined in the early 1990s to describe the style of dancing tango that was prevalent in the milongas of downtown Buenos Aires in the 1950s.
-1950'li yıllarda şehir Buenos Aires'in milangolarında yaygın olan tangoyu dans etme stilini tanımlamak için 'Milonguero stili tango' terimi 1990'ların başında uyduruldu.
Aoi's hobby is dancing.
-Aoi'nin hobisi dans etmektir.
- dance
No one did anything but dance.
-Hiç kimse dans etmekten başka bir şey yapmadı.
Tom and Mary just wanted to dance with each other all evening.
-Tom ve Mary akşam boyunca sadece birbirleri ile dans etmek istediler.
- dans etmek
- {f} dance
Tom and Mary just wanted to dance with each other all evening.
-Tom ve Mary akşam boyunca sadece birbirleri ile dans etmek istediler.
Isadora Duncan danced with such grace that she was invited to dance in Europe.
-Isadora Duncan öyle zarafetle dans etti ki Avrupa'da dans etmek için davet edildi.
- dans etmek
- to dance
Isadora Duncan danced with such grace that she was invited to dance in Europe.
-Isadora Duncan öyle zarafetle dans etti ki Avrupa'da dans etmek için davet edildi.
Would you like to dance?
-Dans etmek ister misiniz?
- dans etmek
- perform a dance
- dans et
- do a dance
- dans et
- perform a dance
- dans et
- {f} dance
Tom and Mary just wanted to dance with each other all evening.
-Tom ve Mary akşam boyunca sadece birbirleri ile dans etmek istediler.
Would you like to dance with me?
-Benimle dans etmek ister misin?
- dans etmek
- hoof it
- dans etmek
- shake a leg
- Dans etmek
- to go dancing
- ayaklarını yere vurarak dans etme
- tap dance
- dans etmek
- foot it
- dans etmek
- {f} jig
- dans etmek
- {f} hoof