It's fun to go out with him.
- Onunla dışarıya çıkmak eğlenceli.
Do you want to go out and get something to eat?
- Dışarıya çıkmak ve yiyecek bir şey almak ister misin?
Which student went out?
- Hangi öğrenci dışarı çıktı?
He neither spoke nor wept, but went out in silence.
- O, ne konuştu nede ağladı, sessizce dışarı çıktı.
He has gone out for a walk.
- O bir yürüyüş için dışarı çıktı.
He has gone out for lunch already.
- O zaten öğle yemeği için dışarı çıktı.