Mary smoothed her hair.
- Mary saçını düzeltti.
I think that will go smoothly.
- Bunun düzgünce gideceğini düşünüyorum.
Try to write in plain English.
- Düz İngilizce ile yazmaya çalış.
Ms. Yamada translated the fascinating fairy tale into plain Japanese.
- Bayan Yamada büyüleyici Japon masalını düz Japoncaya çevirdi.
Lidia has blonde straight hair.
- Lidia'nın sarı düz saçları var.
I want to go straight.
- Ben düz gitmek istiyorum.
This child believes that the earth is flat.
- Bu çocuk dünyanın düz olduğuna inanmaktadır.
He gave me a flat answer.
- O bana düz bir cevap verdi.
Tom organized the event.
- Tom etkinliği düzenledi.
I corrected even the smallest details.
- Ben en küçük ayrıntıları bile düzelttim.
Does the error occur regularly or sporadically? Is the error reproducible?
- Hata düzenli olarak mı yoksa ara sıra mı meydana geliyor? Hata yeniden üretilebilir mi?
This year too there are many regular concerts for amateur musicians being held.
- Bu yıl da, amatör müzisyenler için düzenlenen çok sayıda düzenli konserler var.
Go along this street and turn right at the bank.
- Bu sokaktan düz git ve bankadan sağa dön.
You must put these mistakes right.
- Bu hataları düzeltmelisin.
Her acting is on the level of a professional.
- Onun oyunculuğu profesyonel düzeydedir.
Have you checked the oil level recently?
- Son zamanlarda yağ düzeyini kontrol ettin mi?
Go straight on, and you will find the store.
- Düz gidin ve mağazayı bulacaksınız.
The sum of the angles of a triangle on a spherical plane is more than 180 degrees.
- Küresel bir düzlemde bir üçgenin açılarının toplamı 180'den dereceden daha fazladır.
The plane rose sharply before leveling off as it left the coast.
- Uçak sahilden ayrılırken düz uçuşa geçmeden önce hızla yükseldi.
The toilet doesn't flush properly.
- Tuvaletin sifonu düzgün çalışmıyor.
Form a straight line!
- Düz bir sıra oluşturun.
Where are the plates arranged?
- Plakalar nerede düzenlenmiş?
He set the table with cups, saucers, plates and chargers.
- O, masayı fincanlarla, çay bardağı tabaklarıyla, tabaklarla ve büyük düz tabaklarla donattı.