He has dozens of books about Japan.
- Onun Japonya hakkında düzinelerce kitabı var.
He has dozens of English books.
- Onun düzinelerce İngilizce kitapları var.
I bought two dozen pencils.
- İki düzine kalem satın aldım.
About a dozen trees had soon been planted.
- Yaklaşık bir düzine ağaç kısa sürede dikilmişti.