Mount Everest is the world's highest peak.
- Everest dağı dünyanın en yüksek tepesidir.
In my opinion, German is the best language in the world.
- Bana göre Almanca dünyadaki en iyi dildir.
The earth is the shape of an orange.
- Dünya portakal şeklindedir.
The view of the Earth from the Moon is one of the iconic images of the 20th century.
- Dünya'nın Ay'dan görüntüsü, 20. yüzyılın ikonik resimlerinden birisidir.
Nearly one billion people around the globe lack access to clean, safe water.
- Dünya çapında yaklaşık bir milyar insanın temiz, güvenli suya erişimi yok.
The globe is similar in shape to an orange.
- Dünya şekil olarak bir portakala benzer.
Without music the world is a vale of tears.
- Müziksiz dünya çile dünyasıdır.
A lot of people want peace all over the world.
- Dünyanın her yerinde çok sayıda insanlar barış istiyorlar.
Many people in the world are hungry.
- Dünyada birçok insan açtır.
Everybody in the world desires peace.
- Dünyadaki herkes barış ister.
A merry Christmas to everybody! A happy New Year to all the world!
- Mutlu Noeller herkese! Tüm dünyaya mutlu bir yılbaşı!
One can't discount a global disaster like a virulent plague.
- Kimse, öldürücü bir salgın gibi dünya çapında bir felaketi önemsememezlik edemez.
The Cold War began after World War Two.
- Soğuk Savaş İkinci Dünya Savaşından sonra başladı.
World War Two ended in 1945.
- 1945 yılında İkinci Dünya Savaşı sona erdi.
Tolstoy achieved worldwide fame.
- Tolstoy dünya çapında bir ün kazandı.
Despite adversity, the architect achieved worldwide fame.
- Sıkıntıya rağmen, mimar dünya çapında üne ulaştı.
We all live in different worlds.
- Hepimiz farklı dünyalarda yaşarız.
Everything is for the best in the best of all possible worlds.
- Her şey bütün olası dünyaların en iyisinin içindeki en iyiler içindir.
All the world is divided into three types of people - finger-users, chopstick-users, and fork-users.
- Bütün Dünya üç tip insana bölünmüştür-parmak-kullananlar, çubuk- kullananlar, ve çatal-kullananlar.
All the world speaks English.
- Bütün dünya İngilizce konuşuyor.
I think you're the most beautiful woman in the whole wide world.
- Sanırım sen bütün dünyada en güzel kadınsın.