Falling interest rates have stimulated the automobile market.
- Düşen faiz oranları otomobil pazarını canlandırdı.
Tom looked at the snow falling.
- Tom düşen kara baktı.
He was pinned down by a fallen tree.
- Düşen bir ağaç tarafından hareketsiz kaldı.
The road was blocked by fallen rocks.
- Yol düşen kayalar tarafından bloke edildi.
Fallen rocks blocked the way.
- Düşen kayalar yolu kapattı.
I never dreamed I would meet you here.
- Seninle burada karşılaşacağımı asla düşünmedim.
One of the characters in the novel dreams up a half-baked plan for robbing a bank.
- Romandaki karakterlerden biri bir bankayı soymak için acemice bir plan düşünüyor.
Newton saw an apple fall off a tree.
- Newton bir elmanın ağaçtan düştüğünü gördü.
The garden was covered with fallen leaves.
- Bahçe düşmüş yapraklarla kaplıydı.
Daydreaming is the moonlight of thought.
- Hayal kurmak düşüncenin mehtabıdır.
Here's an optical illusion: you think you are looking at a cube, but in fact you are looking at the screen.
- Burada bir görsel yanılsama var. Küpe baktığını düşünüyorsun ama gerçekte ekrana bakıyorsun.
Your enemies are just an illusion.
- Senin düşmanların sadece bir yanılsama.
Living in poverty is some women's fantasy. They think it's somewhat romantic.
- Yoksulluk içinde yaşamak, bazı kadınların fantezisidir. Onlar bunun biraz romantik olduğunu düşünüyorlar.
The man slumped to the floor.
- Adam aniden yere düştü.
He's very fond of science fiction.
- O, bilim kurguya çok düşkündür.
Tom dropped his pencil.
- Tom kalemini düşürdü.
Since the mid-20th century, the number of hutongs in Beijing has dropped dramatically as they are demolished to make way for new roads and buildings.
- 20. yüzyılın ortalarından beri Pekin'de su kuyusu sayısı önemli ölçüde düşmüş ve yeni yol ve binalar için bir yol yapmak için yıkılmışlardır.
Falling interest rates have stimulated the automobile market.
- Düşen faiz oranları otomobil pazarını canlandırdı.
The yen is rising and the dollar is falling.
- Yen yükseliyor dolar düşüyor.
She would have fallen into the pond if he had not caught her by the arm.
- Eğer onu kolundan yakalamasaydı, göletin içine düşmüş olacaktı.
A fallen rock barred his way.
- Düşmüş bir kaya onun yolunu kapadı.
I thought you didn't like romance movies.
- Macera filmlerini sevmediğini düşündüm.
I think that maybe I should stop reading romance novels.
- Belki aşk romanları okumayı durdurmam gerektiğini düşünüyorum.
Productive thinking and creativity are unthinkable without imagination.
- Üretken düşünce ve yaratıcılık; hayal gücü olmadan düşünülemez.
He fell down the stairs.
- O, merdivenden düştü.
He slipped and nearly fell.
- O kaydı ve neredeyse düşecekti.
Tom's grades soon plummeted.
- Tom'un notları yakın zaman içinde düştü.
Home prices are plummeting.
- Ev fiyatları hızla düşüyor.
When I was a kid, I thought that if I died the world would just disappear. What a childish delusion! I just couldn't accept that the world could continue to exist without me.
- Çocukken ,ölürsem dünyanın hemen ortadan kaybolacağını düşündüm.Ne çocukça bir aldanma!Ben sadece dünyanın bensiz devam edip var olacağını kabullenemiyordum.
Tom suffered from the delusion that strangers could hear his thoughts. Of course that's nonsense.
- Tom, yabancıların onun düşüncelerini duyabileceği sanrısından muzdaripti. Bu tabii ki saçmalık.